3 Ağustos 2017 Perşembe

GEÇMİŞE VEFA


Birbirimize dünyaya sürülmüş Adem ile Havva'nın ilk gurbeti kadar uzakken bile içimde cennet kadar sevdim seni. Derdim geldiğim yere dönmekten ziyade şu manasız dağlara seninle hayran kalmaktı. Çünkü sen baktığın yeri aydınlatır, bastığın yeri yuva yapardın. Lakin bunlar derin temennilerden öteye geçmedi. Biz dün ve yarın kadar yakınken bile en az güneşin batıdan doğması kadar imkansızdık seninle. Bunu yıllar öncesinden idrak etmiş fakat önüne geçmemiştim bu gidişin. Sevmek hali kör olmak değil bile bile kör kalmaktır bazı şeylere. Senin yerin benim içimde canımdan daha sağlamken neden adımızın aynı cümleye layık görülmediğini sorguladım zaman zaman. Eskiden buna üzülürdüm şimdi vazgeçtim. Çünkü herkesin hikayesi varken biz seninle destan olmayı seçtik. Zaten benim sana duyduğum hasrete de bir deste kağıdı şahit tutmak eğreti kaldı. Hatırlarım bir zamanlar seninle kaygılardan uzak birer çocuktuk. Yalan yok, o zaman benim sana böyle yürekten inanmışlığım yoktu. Yalın bir sevme halinde içimde vücut bulmuştun. O zaman sevgimin bir çocuk kadar kırılganlığı ve masumluğu vardı. Şimdi bir kaya kadar sağlam lakin bir o kadar da çamura batmışlığı var. İçimde yarattığın vaziyet aslında yâr oluştan ziyade yoldaş oluş gibiydi. Zamanla elimde bir parmak, vücudumda bir uzuv gibi oluverdi seni sevmek hali. Düşsen uzanan el, ağlasan sığınacak liman olmak istedim. Ve hiçbir zaman benim limanımda karaya oturman arzusu olmadı içimde. Ben seni heveslerime meze yapmadım, sen duygusunun en temiz yanı buydu. Bir anka kadar kahramansın gözümde, yalanları mahremiyetine tesettür bilmiş bu dünyada bana bu kadar saf bir sevgi yaşattığın için. Velhasıl dağlar kadar yücelttiğim sevgiye hiçbir zaman boynumu bükmeyen bir saygıyla karşılık verişin içimde ne inançları yeşertti bir bilsen. Biz seninle kavuşmadık ve bu yüzden biz seninle hiç ayrılmadıkta. Bazen birlik olmak hiç ediyor yürekleri. Sen bensiz de güzelsin. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder