26 Eylül 2023 Salı
KIZIP, KÜSEMEYENLERE; BANA
25 Şubat 2023 Cumartesi
ÇÖPLÜK
Bir yolu muhakkak vardır da bir neticesi olur mu bilmem kendimi anlatmanın. Şimdi dönüp baktıkça ve içine düştükçe geçmişin nasıldı anımsamaya çalışıyorum sevebilmek herkesi. Her şeyden önce ve her şeyden öte kabul edebilirdim kendimi doğrusu ve yanlışı ile. Şimdi öyle bir girdap ki hatalarım bir balçık gibi sıvanıyor aklımın her yerine. Küçükken de dünyadaki en doğru duvar, en sarsılmaz güven elbette ben değildim. Lakin o zamanlar şimdiki aklımla bir çocuğa verdiğim merhameti kendi çocukluğumdan güç alarak kalbime vermeyi de ihmal etmezdim. Yetişkinlik yaşamımda yürürlüğe girdiğinden beri tedavülden kalktı kendime ve sevdiklerime verdiğim tüm aflar. İçim çöplüğe döndü biliyorum. Her günün sonunda yanlışları bir tohum eker gibi içime biriktirmekten, anlatmaya çalıştıkça düğümlenmekten, sanki bu lügatı Dünya'da yalnız ben biliyormuşum gibi kendimi kimsesiz hissetmekten çok yoruldum. Oysa bugünki kırılganlığımdan önce, henüz bu kadar beklentiye girmemişken yaratılanlardan; içimden turnalar uçardı Dünya'ya doğru. Tanrı'm senden hep bir şey istedim, ya içimden bu hırsı sök al ya da kendimi sevebilme kabiliyeti ver bana.
13 Haziran 2021 Pazar
BULUT
Yaşadığım bu duyguların sebebi ve öldürdüğüm tüm güzel geleceklerin faili bensem de bu gece bana yardım ve yataklık eden Chopin'dir.
19 Mayıs 2020 Salı
ARZU
Hür olmak iradesi öyle deli akıyor ki kanımda bir anlık cesaret hayata bilmediğim bir şehirde yeniden başlama kudreti verebilir. Ben yıkılmaktan korkmuyorum, yıldırılmak ürpertiyor içimi. Sahip olduğum bir şey yok kaybetmek üzere olduğum gençliğimden başka. Yaşamak ve hayatta kalmak telaşı öyle çekiyor ki ellerimden gençliğimi, bir sabah üç çocuğumun okula gitme hengamesini izlemekten korkuyorum. Bir yuva, üç çocuk vaat eden on sene aslında çok şey kaybettirmiştir bir yerden bir yere kaçmaya çalışırken sürüklenmişsen. Ve bir yuva üç çocuk vermiş on sene belki de çok şey kazandırmıştır şuurla ait olabildiysen. Bir cebiri yok zamanın. Bir celladı mevcut ama. Öldürüyor içimdeki "ben" olma arzusunu. Bu dünya hayatında günümüz sayılı madem, şuursuzluğumla yaptığım hataları gayretimle onarırken tüketmek isterim. "Olmak" arzuyla yanıp kavruluyor içim. Edilgen değil etken yürümek için çırpınıp duruyorum ergenliğimden bu yana. Hırçınlık değil, itaatsizlik; inat değil tutku içimdeki hırsın adı.
Her gece yok olmak düşüncesiyle girdiğim yataktan her sabah mutlu olma kaygısıyla kalkıyorum. Fakat unutmuyorum yine yeniden dirayetle kendime çizeceğim yolu. Ötelenir, ertelenir ama yok olmayacak kadar kuvvetli içim...
9 Eylül 2019 Pazartesi
YENİ DÜNYA
9 Temmuz 2019 Salı
MÜSTAKİL HAYAL
Müstakil bir hayal kurdum içimde. Yıkılsa acıtmaz canımı ama var oldukça bahçesine defneler ekeceğim. Madem bir hayal kurdum ve içten içe orada var oldum mutluluklarımı minnetsiz, acılarımı kimsesiz yaşamak ne tevafuk eseridir ne de tesadüf. Tırnaklarımda izi var kazdığım toprakların, sürdüğüm sefalardan kahkahaya boğulduğum çok oldu. Ne aldım ve ne verdiysem terazinin adaletine hiç hile karışmadı. Bu gece vicdanım er meydanı sayılır. Bir bebek ölüsü kadar ızdıraplı ve masumum, bir katil idamı kadar kötü ve adaletliyim. Tek bedende bir, bir ruhta ikiyim. İyi yanlar herkesin ortak paydasıdır bilirsin. Fiilen kimse sergilemez insan sevgisini ama sorsan herkes iyi niyetinden ölmektedir. Bu yüzden yaptığım en büyük yanlışları kazanılmış en yüksek mertebeymiş gibi bağrıma bastım. Külfetini ben çektiysem yargısını başkasına bırakmadım. Sanma ki yaslandığım ne varsa yıkılışının ardından ısrarla ayağa kalkıp güldüysem bu mutluluk bir rastlantıdır. Bir evveliyatı var bu hissin. Arşa değen hayallerim, kalabalık rüyalarım vardı. Hayallerimi yıktılar, kalabalığı ben dağıttım.
Müstakil bir hayal kurdum içimde.
Orada yaşamak bir duvara en sevdiğin resmi asmak için çivi çakmak gibidir.
Orada yaşamak sere serpe büyümüş bir defneyi nisan akşamlarının birinde budamak gibidir.
22 Mart 2019 Cuma
MÜLKİYETSİZ
Bir salonu var içimin yüksek tavanlı. Alçak onurlu kim varsa gurur duyarım kendilerine Tanrı misafiri demekten ve yeğlerim kendilerinin yarattığı sahte duyguları yalnızlığın verdiği sahici hissizliğe. Ben kıymetli ya da kıymetsiz dolmak için var olmuş bir sandıktan başkası değilim. Cevizden tenim. Emek emek oydular gençliğimi. İçimi en çok sığ kalabalıklarla doldurarak boşalttılar. Mazinin üstüne bunca toprak atmadan evvel ruhum vardı, canımın acıdığını da bilirdim yüzümün güldüğünü de. Manâsı vardı tüm insani duyguların, ben insanken. Mülk yaptılar beni, mülkiyetsiz kaldım.
Görüyorsun odanın köşesinde duran eski bir ahşaptan ibaretim artık. Unuttular içime koydukları gençliklerini, unuttular bir bir işlenmiş hayallerini. Ben onların genç kızlık hevesi, ben onların evde kalma korkusuydum. Ürktükleri ne varsa hepsi tıka basa içimde, içimde ne varsa hepsinden ölesiye kaçıyorlar. Herkes unutur, insanlar ölür ve şu balkondaki çiçekler solar. Bir ben dururum unutulmuşluğumla bu köşede ve hatırlarım ellerimi nasıl kestiniz, kalbimi nasıl kırdınız. Unutmam bir marangozdan hallice beni nasıl mülkten ibaret yaptınız.
Etekleri zil çalan bir kız çocuğundan başkası değildim o neşteri göğsümün tam orta yerine ve apaçık sırtımdan vururmuşçasına sapladığınızda. Siz benim neşe ne demek, hüzün ne demek bilen kalbimin ölümüne alenen yardım ve yataklık ettiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)