19 Mayıs 2020 Salı

ARZU


Hür olmak iradesi öyle deli akıyor ki kanımda bir anlık cesaret hayata bilmediğim bir şehirde yeniden başlama kudreti verebilir. Ben yıkılmaktan korkmuyorum, yıldırılmak ürpertiyor içimi. Sahip olduğum bir şey yok kaybetmek üzere olduğum gençliğimden başka. Yaşamak ve hayatta kalmak telaşı öyle çekiyor ki ellerimden gençliğimi, bir sabah üç çocuğumun okula gitme hengamesini izlemekten korkuyorum. Bir yuva, üç çocuk vaat eden on sene aslında çok şey kaybettirmiştir bir yerden bir yere kaçmaya çalışırken sürüklenmişsen. Ve bir yuva üç çocuk vermiş on sene belki de çok şey kazandırmıştır şuurla ait olabildiysen. Bir cebiri yok zamanın. Bir celladı mevcut ama. Öldürüyor içimdeki "ben" olma arzusunu. Bu dünya hayatında günümüz sayılı madem, şuursuzluğumla yaptığım hataları gayretimle onarırken tüketmek isterim. "Olmak" arzuyla yanıp kavruluyor içim. Edilgen değil etken yürümek için çırpınıp duruyorum ergenliğimden bu yana. Hırçınlık değil, itaatsizlik; inat değil tutku içimdeki hırsın adı.
Her gece yok olmak düşüncesiyle girdiğim yataktan her sabah mutlu olma kaygısıyla kalkıyorum. Fakat unutmuyorum yine yeniden dirayetle kendime çizeceğim yolu. Ötelenir, ertelenir ama yok olmayacak kadar kuvvetli içim...