5 Nisan 2017 Çarşamba

MÜZEYYEN II


Gözünden kalktığında o perde anlayacaksın ne yalan hikayelere kahraman olduğunu Müzeyyen. Tutunduğun dallar bir bir koptuğunda dibe vurmanın şiddetiyle cereyan edecek kanında dolaşan efsunlu gücün varlığı. Şikayet etme. İnsanlar sığ sularda yetinirken sen okyanuslara koştun, diğerleri ahkâm keserken dört duvarlı karargâhlarında sen uçsuz bucaksız evrende taarruza geçtin. Şimdi kaybettiğinde sana gülecekler; aldırma. Çünkü kazanmak evvela kaybetmekten geçer. Biliyorum bunca fırtınada bir bardak berrak suyu, bir nebze güneşli günleri özledin. Şu kasveti bir atlat balçıktan bataklıklar bile nilüferlerini gösterir sana, gökkuşakları dizilir önüne Müzeyyen. Saç tellerine asılmış bağnaz dertleri silkele, silkelen. Unutuyorsun yavaş yavaş yaşadığın baharları. Bunun vebali senden ziyade elinden tutmak yerine öylece seyredalan ademoğludur. Onlar görmedi mi sanıyorsun, yahut onlar koymadı mı sanıyorsun yolundaki taşı? Üzülme sırtındaki bıçak izlerine, senin kimseye ihtiyacın yok. Yaralar kapanır, acılar diner, insanlar ölür, insanlar doğar. Bir gün sen de toprağa kavuştuğunda Tanrı'nın huzurunda soracaksın hesabını ayağına takılan her taşın. Unutma Müzeyyen, içinde derdine amade bir ben yaşatıyorsun. 


Evgeny Grinko- Field