Kozanın içindeki bir kelebek, iki dağın arasında doğmayı bekleyen gün doğumu, dalında açmayı bekleyen limon tomurcuğu, yaza duyulan özlem, kavuşmaya gün sayan tüm hasretler; içimi kıpırdatan tüm heyecanlarda sen varsın güzel kızım. Ben tattım sanıyordum sevmek ve sevilmek duygusunu. Seninle bambaşka bir duygu düştü içime, iyi ve kötü tüm duyguları içinde barındıran. Sana bir şey olacak korkusu içimi kemirip dururken, gecenin bir yarısı sebepsizce uyandığımda dahi, ya da babanın yüzünü seyre daldığımda aklımdaki tek düşünce sensin artık. Sanki bu dolunay, bu güneş ve yıldızlar senden önce yalnızca fotoğraftı da şimdi gerçeğini seyrediyorum. Sen henüz benimle bir bedendeyken kalbimi böyle büyüttüysen kokunu duyduğumda o sevgi hangi evrene sığar, bilemiyorum. Şimdi sen öyle minik ama benden güçlü, öyle hafif ama o kadar kıymetlisin ki senin sevgine layık olabilmek hayattaki en büyük sınavlarımdan biri olacak. Seni şimdiye kadar kimseyi ve hiçbir şeyi sevmediğim bir biçimde seviyorum, senin beni sevdiğini de çok derinlerde hissediyorum.
İyi ki varsın minik kelebeğim, Baban ile seni bekliyoruz.